İnsanlığın geçmişten ders aldığı sanılırken…
Donald Trump başkanlık görevine yeniden seçilme heyecanını bir türlü bastıramıyor. Beyaz Saray’a taşınıp göreve başlamasına şunun şurasında on gün kaldı, malikanesinden dünyanın bir köşesiyle ilgili hop oturtup hop kaldıran açıklamalar yapıyor.
Açıklamalarının sonuncusunda, Suriye konusuna değinirken, Türkler’in iki bin yıldır o ülkeye iştahı olduğunu söylemiş. Bu arada, Türkler ile Kürtler’in yine iki bin yıldır birbirlerinden nefret ettiğini eklemeyi de unutmamış…
Nereden çıktı bu ikibin yıl? Hele şu nefret iddiası? Hayret.
İlginç bir tarih okuması olduğu anlaşılıyor Trump’ın…
Danimarka’nın Grönland adasını ve kuzey komşusu Kanada’yı ABD topraklarına katmayı, seleflerinden Jimmy Carter’ın işletmesini Panama’ya bıraktığı kanalın da yeniden ABD tarafından işletilmesini doğal hak olarak görüyor.
Tek kelimeyle ‘emperyalist’ bir tarih okuma bu.
Zamanımızdan 100 yıl kadar önce, bir başkası, Avrupa’da, benzer bir okumayla dünyanın başına o döneme kadar eşi benzeri görülmemiş büyüklükte dertler açmıştı.
Almanya’da seçimle ipleri eline geçirmiş Adolf Hitler…
Onun başka ülkelerde gözü olduğu, niyetini gerçekleştirebilmek için savaşı da göze alabildiği ve bunun için milyonların ölmesini görmezden gelebileceği, iktidarı eline geçirmesinden bir süre sonra ortaya çıkmıştı.
Hitler’in gözü dönmüşlüğü dünyaya 60 milyondan fazla insan kaybettiren felaketi getirmişti.
Dünya hakimi olmak istiyordu Hitler…
Trump’ın da istediği aynı: Dünyaya hakim olmak…
ABD’de aynı hülyaya sahip ilk başkan o değil elbette; geçmişte New Orleans ve çevresini Fransa’dan (1803), Alaska’yı da Çarlık Rusya’sından (1867) parayla satın alarak ülke sınırlarını ileriye taşıyan başkanlar çıkmıştı.
Vietnam gibi uzak tiklimlerdeki savaşlarda kendi evlatlarını feda edebilmişti bazı başkanlar…
Pahalıya mal olan emperyalist hülyalardan vazgeçtiği, nefret edilmektense sevilmeyi tercih eden yeni bir yol tutturduğu düşünülen ABD’nin, Trump ile, eskinin kuvvet kullanma hevesine yeniden kapıldığı anlaşılıyor.
‘Emperyalist’ bir ülkeydi ABD, Trump ile yeniden öyle bir hüviyete bürünme yolunda.
Geçmişten edinilen deneyime göre, ‘emperyal güç’, karşısında niyetlerini boşa çıkartacak bir engel, eşit bir güç görmek istemiyor; iradesini mutlak görüyor ve istediği sonucu almak için her yolu mübah sayıyor.
Hitler öyleydi.
Yapay zeka Chat-GPT’ye "Hitler dönemi Almanya'nın yakın bölge politikası” konusunu sorduğumda gelen özet cevap şu oldu:
“Hitler’in yakın bölge politikası (Lebensraum), Almanya’nın ‘hakimiyet alanını genişletmek’, ekonomik ve stratejik kaynakları kontrol altına almak, Alman halkı için yaşam alanı sağlamak ve komşu ülkeler üzerindeki Alman etkisini artırmak üzerine kuruluydu. Bu politikalar, agresif yayılmacılık ve savaş yoluyla hayata geçirildi ve 2. Dünya Savaşı'nın fitilini ateşledi.”
Neymiş, gördünüz değil mi?
60 milyondan fazla insanın hayatını kaybettiği İkinci Dünya Savaşı bir kişinin ihtirası sebebiyle çıkmıştı.
Hitler, önce Birinci Dünya Savaşı’nı bitiren Versay Antlaşması’nın hükümlerini tanımadığını açıkladı. Avusturya’nın Almanya ile birleşmesi gerektiğini, Çekoslovakya’nın Südet bölgesinde Alman nüfusun yoğun olduğunu (1938) ileri sürerek topraklarını genişletmek niyetini belli etti.
Ülkesiyle arasında bir kara koridoru oluşmasını ve Danzig kentini Polonya’dan talep etti; talepleri Polonyalılar tarafından kabul edilmeyince topraklarını paylaşmak için Sovyetler Birliği ile anlaştı ve Polonya’ya saldırdı.
Sonrasında, saldıracağı (1941) Sovyetler Birliği’ne gözünü dikti.
Bu arada kendisine uydu devletler arayışına da girdi; Slovakya, Macaristan ve Romanya’yı yanına çekmeyi becerdi. Önce Danimarka ve Norveç’i (1939), sonra Fransa, Hollanda ve Belçika’yı işgal etti (1940).
İnsanoğlu unutkan olduğundan uzak bir tarihte yaşanmış bu olaylar hatırlanmıyor olabilir; hatta hatırlayan Amerikalılar arasından “Hitler başarılı olamadı, ama bizim başkan farklı, başarılı olduğunda bütün dünyada hakimiyet bize geçer” hülyasına kapılanlar da çıkabilir.
Farklı ve savaşsız bir dünya beklentisini yansıtan İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşmuş ‘dünya düzeni’ yerine, asırlar sürmüş savaşlar yüzünden bir türlü huzura kavuşamamış eski dönemlerin özelliklerini andıran, sürekli kaos üreten bir dünya düzenine geçilebilir ileriki dönemde.
ABD’de Trump bunu zorlayacağa benziyor.















Trump dengesiz bir adam ama benim bildiğim kadarıyla ABD.de çok güçlü başta iki meclis olmak üzere iç dengeler var , bunların bir şekilde onu engelleme imkanları olduğunu zannediyorum ?
Yanıtla (5) (0)Turkiye'de de vardı bir zamanlar. 3 mart tezkeresi falan...
Yanıtla (0) (0)Bugüne nasıl gelindiğini unutmadiysak, Trump da bulur bir yolunu...
Türkiye Dünyanın en güçlü ülkesi değil.
Yanıtla (1) (0)Trump'da Alman kökenli. genlerinde var saldırganlık.
Yanıtla (0) (0)Bugün uluslarasi trumpizme, ırk eksenli aşırılığa ve saldırganlığı karşı en ciddi duruşu almanlar vermeye çalışıyor.
Yanıtla (0) (0)Ama galiba başaramayacaklar.
Dostum Donald Trump ve onun "First Body"si Elon Musk cok yakin aylarda Dünya'nin basina "bela olacaklar"..Simdiden sinyal vermeye basladilar,Elon Musk bir cok ülkenin ic islerine burnunu sokmaya basladi, Fransa,Almanya ve Italya oldu.
Yanıtla (3) (0)Cok yakinda sira Türkiye'ye gelecektir ..
Farkında değiliz galiba. Amerikanın eli ne zaman bizden ırak oldu ki...?
Yanıtla (0) (0)Elon Mask gibilere şımarık z..be denir ne yani paran varsa bize kime ne Sen kim oluyorsun da koca koca ülkelerin içişlerine burnunu sokuyorsun.Ama şu anda her şey para olunca bütün değer yargıları yitirilince böyle insanlar (!) Sonradan görmeler dünya ya yön vermeye çalışıyor.
Yanıtla (1) (0)Dünya 5'ten büyüktür.
Yanıtla (0) (5)Çin koltuğa oturduğunda, Hindistanı da yanına aldığında dünyanın 5' bırak üçten küçük olduğunu herkes görecek.
Yanıtla (0) (0)ABD, Rusya, Çin, AB bunlar diyelim ki emperyal güçlerini kaybettiler. Bu sefer de geri kalan ülkelerin en güçlü olanı dünyayı veya çevresini dizayn etmeye kalkışacaktır. Bu egemenlik ve güç elde etme dürtüsü bitmez. Ha ne olacak? Yorgan gidecek kavga bitecek. Başka yolu yok bu işin.
Yanıtla (1) (0)k.okuru: Trump bu yaparmı yapar.Umurunda mı dünya gelmiş 78 yaşına.Bu ABD.huzuru sevmiyor.ÜLKESİN"DE
Yanıtla (0) (0)ÇIKAN doğal afetler de umurunda değil.36 TRİLYON DOLAR
BORÇ BAŞKA NASIL TASFİYE EDİLECEK..
Geçmişten ders almak dendiğinde şu soru akla gelir,insan oğlu her geçen gün insanlaşiyor Uygarlaşiyormu yoksa hayvanlaşiyormu , eğer her geçen gün uygarlaşıyorsa geçmışten nıye ders alsın.
Yanıtla (3) (0)Osmanlı da benzer şeyleri yapmamış mıydı?
Yanıtla (9) (0)Tanrı yer yüzünde yarattıklarımdan birine sorumluluk vereceğim dedi. Melekler yer yüzünde bir kan dökücü mü yaratacaksın dediler. melekler geçmiş tecrübelerine, gördüklerine dayanarak bu günkü insanı hayvanlardan ayıran özellik vermenin nelere varacağını biliyorlardı ki bu sözü söylediler. Bu da insanın zalimlik ve tahrip potansiyelini gösteriyor. Şu anda bir kaç insanın elinde dünyada bir soy tükenmesine sebep olacak nükleer silahlar düğmeleri duruyor. Canı sıkılıp basması yeterde artar bile...
Yanıtla (2) (1)İnsan dahil bütün canlılar. Biyolojik olarak haz ve hız duygusu üzerinden yaşamını sürdürür. Bu duygusu terbiye edebilen ahlak ve kültür varsa insanlaşma başlar. İnsan doğan canlıların %70 ve üzeri bu başaramaz ve diğer canlılar gibi ömrünü tamamlar ve azot olur. Çok fazla beklentiye girmeyin.
Yanıtla (5) (0)Tarihte "Bütün dünyaya biz hakim olmalıyız!" düşüncesinde olanlar sadece bunlar mı, bu kadar mı?!
Yanıtla (4) (1)Kesinlikle sayın Koru, kesinlikle. Doğum anında bir ceylanın hem doğurduğunu hem anasını yiyen aslan ne kadar doğalsa; yaratıkların en doyumsuzu, en acımasızı, en laneti insanın bunu yapması da o kadar doğal. Öyle olmasa bu güzel dünyayı bu kadar hoyratça yok eder miydi? Amazon ormanlarını yok eden, okyanusları kirleten, fareler gibi hala üreyen ve buna son vermesi gerektiğinin farkında olmayan kim? İNSAN. Ne dinler, ne sanat, ne düşünürlerin öngörüleri bu yok oluşa engel olamıyor.
Yanıtla (6) (2)